14 Kasım 2017 Salı

OKUDUKLARIM / MÜCELLA

Mücella...
Ya bu kitap beni öyle derinden sarstı ki... O durağanlığı o sakinliğin içinde yaşanan fırtınalı hayatlar...
Aslında hepimizin çevresinde olan hayat oyunlarını öyle güzel yazmış ki Nazan Bekiroğlu...
Sevgili okur Mücella çok şahane bir kitap zaten bir solukta okunuyor... 


Ama benim anlatmak istediğim konu çok ayrı... Hepimizin hayatında aslında bir Mücella abla olması. (Dikkat Spoiler geliyor ) Mücella hiç evlenmemiş daha doğrusu ana korkusundan hayatı yaşayamamış bir karakter. Ne sinema bilmiş ne gezme tozma varsa yoksa hiç bilmediği görücü usulü evleneceği adam için çeyiz hazırlayan bir kızcağazımız...
Yani okurken öyle isyan ediyorsun ki annesine.. Ya bırak ya bırak yaşasın kız diye haykırıyorsun.. o kadar boşa geçiyor ki ömür... Ah Mücella Abla... Hala arada aklıma geliyor içim sızlıyor o boşa geçen ömre. Ya belki ona göre boşa geçmedi ama görmediği gitmediği o kadar yer olduğunu bildiğin için...Ahh ki ne ahh...


Var mı sizinde etrafınızda böyle yapma etme diyen çocuğunun yaşam hakkını elinden alan anneler... Benim bir tanıdığım öyleydi kızına neler söylerdi onu yapma ne derler oraya gitme ne derler onu giyme laf söz getirme... Gidemezsin baban kızar söyleyemezsin elalem ne der... Daha bu liste uzayıp gider ne oldu gitti işte kızın en güzel zamanları... Boşa geçen ömre yazık oluyor...
İşte öyle sevgili okur bol isyan ettiren naif kitap mücella.. Şiddetle tavsiye ediyorum...
Hoşça ve huzurlu bir gün diliyorum...

13 Kasım 2017 Pazartesi

GEZDİKLERİM / ATATÜRK ARBORETUMU

Mevsim sonbahaaaaar mevsim sonbaaaaahaaaaar....
Bu mevsimin renklerine aşık olmayan yoktur herhalde değil mi ?
Ah ben içi yazla dolu olan ben bile bayılıyorum o sarılara turunculara kırmızılara..
Bir keresinde eşimle kısa bir bolu tatili yapmıştık bu sene tekrar planladıysak da bir sürü şey çıktı gidemedik. Bana da uzun zamandır Atatürk Arboretumuna gitmelisin diye baskı yapan arkadaşlarımı dinleyerek bir pazar günü kaçtık evden....


Aman Allah'ım o Belgrad Ormanı nedir adeta Yedi Göller.... Cennetteyiz resmen... Renk cümbüşü olmuş oralar... Sonra Atatürk Arboretumuna geldik. Giriş tam 15 tl. Biz yanımızda oğlumuz olduğu için fazla dolanmadık kendisi şu sıralar kucaktan inmek istemiyor da :( Biz de gidebildiğimiz yerleri gezdik ve bol bol fotoğraf çekildik ki oğlum ha bire bir yerlerini oynattığı için çoğu kayık :( Benimde tek hiç güzel fotoğrafım yok aaah aaah gençlik ne fotoğraflarım vardı. Analık beni çaptan düşürdü sevgili okur...


Eğer siz de sonbahar fotoğrafları istiyorsanız ve tabi ki bolca temiz hava mutlaka gidin.. Bu arada ya insanlar ne pozlar veriyor arkadaş onlara mı bakayım ben de poz mu vereyim bilemedim :) yerlerde sürünenler çamur içinde kalanlar ne kadar fotoğraf dünyası olmuşuz öyle tabi ki buna bende dahilim. Anın tadını çıkarmayı çoktan unuttuk... Bakalım bu moda ne kadar sürecek :)
Şimdilik bu sonbahar fotoğrafları ile seni baş başa bırakıyorum sevgili okur hoşça ve huzurla kal oralarda... 











Buraya kadar geldiysen ne mutlu bana... :)

8 Kasım 2017 Çarşamba

HARRY POTTER KONSERİ / ZORLU PERFORMANS SANATLARI MERKEZİ

Evet sevgili okuyucum yanlış duymadın bu gördüğün şanslı kişilik teee yaz başından beri bu konserin hayalini kuruyordu ve hayaller bu sefer gerçek oldu.
Şaka değil bildiğin hayal çünkü şurada gidebildiğim kaç etkinlik var ki !


Neyse dönelim konumuzun ayrıntılarına yine pek meraklı pek sosyal kardeşlerim internetden Zorlu Performans Sanatları etkinliklerini sürekli takip ediyorlardı. Ve bu konserden önce La La Land filminin konserine bilet almışlardı hatta keşke Harry Potter da olsa ne güzel olurdu diye sohbetini bile etmiştik. Ve taaa daaa bir ay sonra da Harry Potter ve Felsefe Taşı filminin biletleri satışa sunuldu. Bu arada biz 2. balkondan biletlerimi aldık ki en arka 80 TL. Varın siz düşünün en ön bilet fiyatlarını.
Bu arada etkinlikten kısaca bahsetmek gerekirse büyük ekranda film oynuyor ve ekran önünde orkestra filmin müziklerini canlı canlı çalıyor.( not 1: bir ara ulan kesin çalmıyorlar şaka yapıyorlar diye düşünsem de ki o derece mükemmel, çaldıklarına bizzat şahit olduk :) )
Yaz sonu aldığımız için ohoo tee kasıma ne kadar çok var desek de tabi ki zaman su gibi aktı ve etkinlik günü geldi çattı. Etkinlik iki gündü biz cumartesi olanı seçtik. İlk gün ki konseri instagramdan takip ettik ve ne görelim herkes cüppelerle asalarla binaların atkıları ile gelmiş. Biz bir özen bir özen hemen concept oluşturduk ve Harry Potter'a ait ne varsa yanımıza aldık ( Zaman döndücü kolye, Altın snitch kolye, Felix Felisis kolye, Harry potter gözlüğüm ve 9 3/4 Hogwarts Ekspresi biletlerimiz )


Kardeşlerim Griffindor renklerine uygun giyindiler ama bu kulunuz pek uygun bir şey bulamadı :(
Neyse pür heyecan ile Zorlu'nun yolunu tuttuk benim ilk gidişimdi. Kolay bir ulaşımı var Allah'dan. Bu arada yine ben yaslarda oğlumu evde bıraktım diye bunu da unutmadan yazayım ilerde o beni evde bırakınca bu yazıyı okuyup iyi ki ben de bırakmışım diyeyim :)


Zorlu PSM'den içeri girdiğin anda bir havanız değişiyor hemen entelektüel bir hava ya bürünüyorsunuz. Sanki her hafta orada kültürel bir faaliyette bulunuyormuş havası falan :) Bu arada etrafımız o kadar güzel ki her yaştan insan ellerinde asalar üzerlerinde mutlaka Harry Potter'a ait nesneler kıyafetler. Hayran hayran izledim onları. Biz de bol bol fotoğraf çekildik. Ve gösteri saatine yakın salondaki yerimizi aldık. Tabi pür dikkat en öndeki insanları izlemeye başladım :D Allah Halla zenginlik nasıl oluyor nasıl bir şey falan baya kafa yorduk :D Yani yine zenginin parası züğürdün çenesini yordu :D


Ve evet işte o an sanatçılar bir bir yerlerini aldılar ve Orkestra Şefi üzerinde cüppesi ve Griffindor Kravatıyla aşırı sempatik bir insandı. Bize türkçe bir metin okudu aksanlı (Muhteşem ingiliz aksanı oluyor) sesiyle. İngilizce bir felsefe taşı dedi biz o an koptuk zaten :) Sevgili şefimiz bize bunun sıradan bir konser olmadığını söyledi sevdiğimiz bir karakter çıktığında bolca alkışlamamızı sevmediklerimizi ise yuhalamamızı söyledi. Ve tek tek sordu aramızda Griffindorlular var mı peki Ravenclaw ya Hufflepuff peki peki ( Çatal dili gibi ) (not:sanırım bu espriyi sadece seriyi izleyenler anlayacak) Slytherin.... Tabi bolca alkış her bir bölüm için... 


Konser başladı ama dediğim gibi ilk önce bir algılama problemi oluyor o kadar kusursuz ve birebir ki çalmıyorlarmış gibi geliyor. Bir de meğer müzik bir filmin her şeyiymiş onu anlamış oldum. 
Bu arada her bir karakter çıktığında farklı tezahüratlar yapıldı. Kimi bolca alkışlandı kimi de bolca yuhalandı...


Muhteşem bir 3 saat geçirmiş olduk... Filmi yine ilk heyecanımla izledim. Bu filmi ilk izlediğimde 9 yaşındaydım. Ve ben Harry Potter'ın tüm filmlerini sinemada izlemiş şanslı kişilikler denim. Aynı heyecan aynı sevgi... Meğer ne çok seveni varmış bu serinin size ne desem babam yaşında adamlar küçücük çocuklar öğrenciler ev hanımları her telden her türden yüzlerce insan. Nasıl bir şeydir acaba böyle bir kitap yazmak milyarlarca insana kendi yazdığı karakterleri sevdirmek peşinden sürüklemek...


İşte böyle sevgili okurcum. Ha bu arada ay ne güzel etkinlikmiş keşke bende gidebilseydim dersen Mayıs 19-20 'sinde Harry Potter ve Sırlar odasının konseri olacak biletler yine Zorlu ve Biletix'de olacakmış ki biletler henüz satışa çıkmamış.
Şimdi hoşça huzurlu ve biraz büyü ile kal....Ve tabi ki ALWAYS...